Köyümüzün gariban sokaklarından birini tanıyalım. Köyün yukarı mahallesinde bir sokak vardı. Bu sokak bir zamanların e5 karayolu gibi çalışıyordu. Kağnı arabası ve onu çeken mandalar köyler arasında ünlü olmuşlardı. "Ağzı Bolu'un Kömüşleri" deyince herkes o kömüşleri (mandaları) ve onu kullanan meşhur Ağzı Bol lakabını alan bir Ali Dikci Amcamız vardı. Herkese maddi manevi elinden geleni esirgemeyen Ali amca çok konuştuğundan ona Ağzı Bol ve Ağzı Kalaba lakabını takmışlardı.

Ali Amcanın sokağı kendine ait sokağın bitiminde büyük bir bahçesi içinde tek katlı bir evi, eşi ve Fadime ismindeki kızı yaşayıp gidiyorlardı. Ali Dayının eşi ölünce yine bir garibanın yetim kızı ile evlendi. Adı Fadime bu kadın Bekir Işık(Kör Bekir)'ın ablası idi. Ali amcanın bu hanımından bir oğlu olmuştu. Ömrü kısa imiş. Çolak Osmanların evinin yanındaki çeşmede boğularak öldü. Tekrar Ali Amcanın bu hanımından iki oğlu daha oldu. İsimleri Mehmet ve Kadir idi. Ali Amca zaman zaman evin huzurunu kaçıracak taşkınlıklar yapardı. Bu bir kaç kez tekrarlayınca hanımı dayanamadı ve Ali amcayı terk etti ve yuva dağıldı. Gel zaman git zaman Ali Amcanın oğlanları Kadir ve Mehmet anneleriyle buluştular. Ali Amca iyice garibanlaştı. Yalnız yaşamına devam etmeye başladı. Yalnız yaşamaya devam ederken hastalandı. Sefalet içine düşünce kızı Fadime imdadına koştu. Yanına aldı. Ona elinden geldiğince baktı. Sonunda kızının yanında hakkın rahmetine kavuştu. Mekanı Cennet olsun. Bahçesi satıldı. Yabancılar aldı. Evi yıkıldı. Oralar virane kaldı. O güzelim sokak öksüz kaldı. İsmide hala "Ağzı Bolu'un Sokağı" diye anılıyor.

"MAL SAHİBİ MÜLK SAHİBİ HANİ BUNUN İLK SAHİBİ."

Oğlanları olan Kadir de Ankara'ya yerleşti ve orada evlendi. Daha sonra bir kız çocuğu oldu. Ondan sonra talihsiz bir apandisit hastalığından dolayı Hakkın rahmetine kavuştu. Kadir'in eşi ve kızı şuanda Ankara'da ikamet ediyorlar. Ali Dayı'nın Fadime ismindeki kızı da Süleyman Soylunun eşi idi. Fadime de hakkın rahmetine kavuşmuştu. Fadime'nin çocukları (Bamballar) sülalesini temsil etmekte olup bu sülale hakkında ileriki bir yazımda bahsedeceğim. Diğer oğlu olan Mehmet İzmir'de ikamet etmektedir. Evli çocukları ile birlikte İzmir'de yaşamaktadır. Mehmet kardeşimiz bizim köylümüz olmasına rağmen orta yaşta bulunan hiç bir gencimiz tarafından tanınmamaktadır. Bu kardeşimizden ricamız köyümüze küsmesin asli vatanı olan köyümüze ziyaretlerini sıklaştırıp sıla-ı rahimi yani akraba eş dost ziyaretini yapmasını temenni ederim. Ali Dayının Fadime ismindeki hanımı şu anda hayatta olup çocuklarının yanında ikamet etmektedir.

Köylünün Aşkı

Köyde yaşayan hiç şehire gitmeyen bir gencimiz birgün şehre gider ve orda sinamaya gider. Hiç sinema seyretmeyen gencimizi sinema çok etkiler. Soluksuz seyretmeye başlar. Filmde iki genç ilkbahar aylarında hertarafı yemyeşil agaçların, bembeyaz çiçeklerin, cıvıldaşan bülbüllerin olduğu bir yerde gençler bir ağacın altında sohbete dalmışlar ve kendilerinden geçmişler. Bir ara erkek kızın dizine yatmış göz göze gelince:

-Genç Erkek : Sevgilim gözlerime bak ne görüyosun

-Genç Kız : Aşkım aşkımızın mutluluğunu bitmeyen sevgimizi görüyorum. Seni delicesine seviyorum. ...

Bu konuşmaları duyan genç çok etkilenir. Aynısını yapmaya karar verir. Akşam köyüne geldiğinde kimsecikler duymadan nişanlısına (filimde gördügü gibi) bir ağacın altına gelmesini söyler. Sabahleyin buluşurlar.

-Mehmet : Sevgilim, canım, hemen şu ağacın altına otur.

Kezban oturur oturmaz Mehmet dizine yatar.

-Mehmet : gız kezban gözümün içine bak ne görüyorsun?

-Kezban : la memet bi şey görmüyom.

-Mehmet : gız kezban iyi bak.

-Kezban : la memet bakıyom ama bişey göremiyom.

-Mehmet : gız kezban aşkımızı birbirimizi sevdiğimizi göremiyon mu?

-Kezban : la memet tek bi şey görüyom.

-Mehmet : kezban ne görüyon gız.

-Kezban : la memet çapak görüyom.

-Mehmet : kezban iyi bak.

-Kezban : la memet vallahi billahi çapak görüyom başka hiç bi şey yok.

Mehmet Bey ugraşırken biz hikayemizi sonlandırıyoruz

HAFTAYA GÖRÜŞMEK ÜZERE.

HOŞÇAKALIN...

E-mail : [email protected]